Günümüzde birçok ülke, özellikle örtü altı sebze üretiminde ve tozlaşma problemi yaşanan meyve üretiminde, tozlaşma amacı ile Biogenta bombus arılarını kullanmaktadır. Biogenta bombus arılarının tozlaşmada kullanılması teknolojik bir devrimdir. Bu teknolojik harika sayesinde üretim girdilerinde azalmalar, ürün kalite ve miktarlarında da artışlar saptanmıştır. Böylece Biogenta bombus arıları tarımın vazgeçilmez girdileri arasında yerini almıştır.
Biogenta bombus arılarının kovanı; içerisinde bir kraliçe arı, belli sayıda işçi arı ve erkek arıdan oluşurlar. Çiçek üzerine polen toplamak amacı ile konan işçi arılar burada vibrasyon yaparak tozlaşmayı gerçekleştirirler.
Biogenta bombus arıları her uçuşta 350-400 çiçekte polinasyon yapabilmekte, bir dakikalık zaman diliminde 10-20 civarında çiçeği ziyaret edebilmekte, gün boyunca ise 8000-10000 civarında çiçeğin polinasyonunu gerçekleştirebilmektedirler. Görüldüğü gibi Biogenta bombus arıları ile başarılı bir polinasyonun yanında çok hızlı bir tozlaşmada sağlanabilmektedir. Sıcaklığın 15 derecenin altına düştüğü yağmurlu ve bulutlu havalarda dahi Biogenta bombus arıları görevlerine devam ederler. Ayrıca sera dışarısında alternatif polen ve nektar aramak için daha az istekte olan bombus arıları seralar havalandırmak maksadıyla açılsa da serada kalırlar böylece hem yaz hem kış yetiştirilen ürünlerde ideal bir tozlaşma yaparlar.
Biogenta bombus arılarının üreticilere kazandırdığı avantajlar
a) Kalite artışı: Biogenta bombus arılarının kullanılması ile içi tamamen çekirdek dolu standart meyve üretimi sağlanmış olur. Üretici kaliteli ürünü iyi fiyattan satabilme imkanı,ikinci kalite ürününün azlığından dolayı ticari avantaj imkanı , içi dolu olan ürünün raf ve yol ömrünün uzun olmasından dolayı ihracatçılar tarafından tercih edilme imkanı sağladığından önemli ayrıcalıklar kazanır.
b) Verim artışı: Biogenta bombus arıları ile döllenmiş üründe meyvelerin içi tamamen çekirdek dolu olduğundan daha ağır gelmekte dolayısı ile verimi yükseltmektedir. Biogenta bombus arıları ile çiçeklerin tamamına yakınında meyve tutumu sağlanır. Hormonlama yapılan bir serada her salkımda bir çiçek kaybı olabileceğini düşünürsek Biogenta bombus arılarının verime katkısı tartışılmaz bir gerçektir. Üretici, çiçeklere yaptığı hormon uygulaması ile nem oluşumunu arttırmaktadır. Nem li hava koşulları ise üründe botrytis (pas) hastalığının gelişmesini hızlandırmaktadır. Biogenta bombus arılarının kullanımı sayesinde pas hastalığı uygun ortam bulamadığından gelişmez. Böylece hastalıktan kaynaklı ürün kaybımız olmaz. Üretici hem üründen kazanır hem de ilaçtan kazanır.
c) İşçilik avantajı: Biogenta bombus arılarının yaptığı döllenme gerek polinizasyon kalitesi gerekse zaman açısından işçilerin hormonla yaptığı dölleme ile karşılaştırılamaz. Biogenta bombus arıları haftanın yedi günü sürekli çalışan, maaş istemeyen, üreticilere hiçbir problem çıkartmayan gönüllü işçilerdir. Bu durum işçi çalıştıran büyük üreticiler açısından önemli bir avantajdır. Yapılan çalışmalarda elde edilen sonuçlar göstermiştir ki, Biogenta bombus arılarının kullanılmasıyla; bilinçli üreticinin elde ettiği kazanç yaptığı masrafın her zaman çok üstünde olmuştur.
Üretici arkadaşlarımızın optimum şartlarda kovanlarından faydalanma ve başarılı bir tozlaşma sağlayabilmeleri için şu kurallara dikkat etmeleri gerekmektedir:
1-Kovanın yerleştirilmesi: Kovan direk güneş ışığı üzerine gelmeyecek şekilde serin bir yere konulmalıdır. Nem almayacak şekilde 40-50 cm yükseğe konulmalıdır. Karınca ve böceklerin girmemesi için yerden irtibatı kesilmelidir. Kovanın yeri sabit kalmalı yer değiştirilmemelidir.Sıcak hava koşullarında kovanın üzeri strafor ile kapatılmalı, gerekirse çukur açılıp toprak seviyesinin altına yerleştirilmelidir.
2-Arı aktivitesinin kontrolü: Sera içerisinde polinasyonda çalışan sadece işçi arılardır ve sayıları fazla değildir.Üreticiler zaman zaman çalışan işçi arıların az olduğunu düşünerek kovanına aktivitesi konusunda şüpheye düşüp panik yapabilirler.Üreticiler domates bitkisi için çiçek üzerinde oluşan leke oranına bakarak kovan aktivitesini öğrenebilirler.Çiçeklenmenin az olduğu kış dönemimde açan çiçeklerde oluşan %80 oranında lekelenme çiçeklenmenin hızlı olduğu dönemlerde ise %50 oranında lekelenme yeterlidir.Standart bir kovan için aktivite ömrü çevre iklim ve kullanım koşullarına bağlı olarak 6-8 hafta arası değişir.Ancak 5.haftadan itibaren aktivite yavaşlamaya başlar.Aktiviteyi sabit tutmak anlamında 5.haftadan sonra kovanları yenilemek gerekir.
3-Havalandırma ve tül kullanımı: Sera içi ortamına adapte olan Biogenta bombus arıları genelde ihtiyaç duymadıkça dışarı çıkmaz. Ama seralarda mümkünse pencere ve havalandırmalarda tül kullanılmalıdır. Arılara zararlı olan insektisitler komşu seralarda kullanılır ise arılar etkilenebilir, kovanda tahribat olabilir. Tül kullanılan seralarda aktivite daha iyi olmaktadır. Sera içinde nem arı aktivitesi için önemlidir. Özellikle kış günlerinde sera içi nem düşürülmelidir. Sıcaklık mümkün olduğu kadar yüksek tutulmalıdır.Sıcak hava koşullarından sera içindeki nem yükseltilmeli gerekirse sera aralarına azar azar sulama suyu verilmelidir.Tebeşir tozu kireç gibi malzemeler kullanılarak gölgeleme yapılmalıdır.
4-İlaçlama: Arı kullanan üreticilerin dikkat etmesi gerektiği bir konuda ilaçlamadır. İlaçlama yapacak üretici arılarını toplamalı kovanı sera dışına çıkartmalı ilaçlardaki bekleme sürelerine riayet etmelidir. En ufak bir tereddütte konuya vakıf olan teknik elemanlardan yardım istemelidir.
Klordioksit Nedir?
Klordioksit klor değildir, özel uygulamalarla bir klor ve iki oksijen atomunun birleşiminden elde edilen tamamen farklı bir kimyasal bileşiktir. Doğada kendiliğinden bulunmaz. Çok güçlü bir oksitleyici olduğundan bilinen en güçlü dezenfektanlardan biridir. Bakteri, virüs, mantar, yosun, parazit, küf ve mayaların yok edilmesinde %100 başarı sağlar. Suda çok hızlı çözünen bir gazdır. Klordioksit’in patojenleri öldürmesindeki başarısının sırrı oldukça kararsız bir yapıda olmasıdır. Tüm patojenler elektron verme eğiliminde olduğundan, Klordioksit gibi oksitleyici ajanlar, bu elektron kaynaklarından kolayca elektron alabilen kimyasal bileşiklerdir. Bununla birlikte sağlıklı dokular ve oksijenle beslenen mikroorganizmalar Klordioksitten etkilenmezler.
Özellikleri
Klordioksit klora benzer koku ve görünüm özelliklerine sahip olmasına karşın, gerek kimyasal gerekse davranış olarak bazal klordan tamamen farklı bir yapıya sahiptir. Klordioksit son derece küçük, kararsız ve çok güçlü bir moleküldür.
Avantajları
- Bilinen en güçlü oksidanlardan biridir
- Geniş pH aralığında çalışır, suyun pH'ından etkilenmez
- Çok geniş etki spektrumuna sahiptir (bakteri, virüs, mantar, yosun, parazit, küf, maya vb.)
- Halihazırda oluşmuş biyofilmleri yok ettiği gibi biyofilm oluşmasını engeller
- Patojenler tarafından asla bağışıklık geliştirilemez
- Ağır metalleri (demir, manganez vb.) hızla okside ederek ortamdan uzaklaştırır
- Sudaki kötü kokuyu ve kötü tadı yok eder (fenoller, alg vb.)
- Stabildir, kapalı su sistemlerinde rezidüel koruma sağlar
- Korozif değildir (Su ile seyreltildiğinde)
- Kanserojen değildir
- Çevrecidir, doğada su ve tuza dönüşür
- Ekonomiktir, çok düşük dozlar ile kısa zamanda patojenleri imha eder
- Lejyonella için bilinen en etkili ve ekonomik çözümdür
- Kokusuzdur, durulama gerektirmez (Su ile seyreltildiğinde)
- Ortamda oluşan kötü kokuları yok eder
- Amonyakla ve azotlu bileşikler ile reaksiyona girmez
- Bromit ile reaksiyona girmediğinden bromat ve bromatlı yan ürünler oluşmaz
- Sudaki aldehit, siyanür, nitrojen ve sülfür bileşiklerini nötralize eder
- Klorla karşılaştırıldığında etki gücü yaklaşık 3 kat daha fazladır
- Klor gibi kloramin ve THM oluşumuna neden olmaz
- Giardia (tek hücreli canlılar) ve Cryptosporidium'lara karşı son derece etkilidir
- Klorla karşılaştırıldığında Giardiaları 5 kat daha hızlı inaktive eder
- Serbest radikal oluşturan tek biyosittir
- Serbest radikal oluşturabildiği için son derece hızlı sporsidal etki gösterir
Su ile Etkileşimi
Klordioksitin en önemli özelliklerinden biri de su ile temasındaki yüksek çözünürlük oranıdır. Özellikle soğuk suda söz konusu çözünürlük daha da artmaktadır. Klordioksit suyla temas edince hiçbir şekilde hidrolize olmaz, bunun yerine solüsyon içinde çözülmüş gaz formatında kalır. Zamanla yok olacak olan Klordioksit gazı, hava yoluyla tamamen buharlaşır. Bu da Klordioksitin rezidüel (kalıntısal) etkisinin olmadığı anlamına gelmektedir.
Oksitleyici Etkisi
Klordioksitin benzersiz bir oksidan olmasının en önemli sebebi, kendine özgü elektron değiştirme mekanizmasıdır. Klordioksit, organik moleküllerin elektron açısından en verimli merkezlerine saldırmaktadır.
Klordioksit, bu elektron transferinden sonra kendisi de zararsız bir oksitleyici olan Klorit'e (ClO2-) indirgenir.
Klordioksit, Ozon ve Klorür gibi aşırı reaktif olmak yerine, sadece Sülfür, Amin Türevi Maddeler ve bazı aşırı reaktif organik maddelerle reaksiyona girmektedir, oksidasyon gücü son derece düşüktür. Düşük oksidasyon gücü sayesinde, dünyada bilinen en düşük korozif etkili dezenfektan olan Klordioksit, oksidasyon potansiyeli açısından ise bilinen en güçlü oksitleyicidir.
Bilinen tüm dezenfektanların oksidasyon güçleri ve kapasiteleri incelendiğinde, Klordioksitin en düşük dozlarda bile son derece etkili olduğu görülmektedir.
Aşağıda yer alan oksidasyon gücü ve oksidasyon kapasitesi tablosu, Klordioksitin en etkili aynı zamanda en az korozif dezenfektan olduğunu bilimsel olarak da açıkça ortaya koymaktadır.
Biowhite gölge tozu... Bitkilerinizi, yüksek sıcaklık ve güneşten koruyun.
Ürün Özellikleri
Biowhite ,Gölge Tozu Çıkmayan gölge Tozudur. Hava durumuna( yağış yoğunluğuna) bağlı olarak yaklaşık 6-8 hafta sera yüzeyinde kalır.
Tamamen doğal üründür. Kesinlikle kimyasal madde ve boya kimyasalları içermez.
Doğal Olması sebebiyle cam ve plastik seralarda güvenli bir şekilde kullanılır.
1 torba( 25 kg) Biowhite Gölge Tozu 1 dönüm( 1.000 m2) alana uygulanabilir.
Ambalaj: Biowhite Gölge tozu 25 kg torbalar halinde paketlidir.
Uygulama
Avantajları
Hasat öncesi STOPDROP uygulamaları ile etilen-oksin oranı dengelenerek ve PG enziminin aktivasyonun geciktirilerek kopmanın gecikmesi sağlanır. Bu etki yaklaşık 10 gün sürer ve meyve olgunlaşması normal akışında devam eder.
İçerik;
Suda çözünür Molibden (Mo) %10,5
Suda çözünür Çinko (Zn) %7
Suda çözünür Bor (B) %5
Özellikleri;
Meyve saplarını güçlendirir dökülmeyi engeller. Yüksek oranda bor ve molibden içeriği sayesinde bitkilerde mükemmel bir polen oluşumu ve meyve tutumu sağlar. Yavaş, salınımı sayesinde bitkilerde fitotoksit etkiler doğurmaz. Bakır, çinko, kobalt, bor, mangan ve demirin alımını kolaylaştırır.
İçerik;
Suda çözünür Fosfor Pentaoksit %20
Toplam Azot %3, Üre Azotu (NH2-N) %3
Biüre: Biüresi düşüktür.
Özellikleri;
Çiçeklenme için verildiğinde hücre bölünmesini arttırır ve bu çiçeklerin yüksek oranda tutunmasını sağlar. Yüksek fosfor içeriği sayesinde bitkilere enerji transferi sağlayan ATP oluşumunda aktif rol oynar. Boğum aralarını kısaltır.
İçerisindeki yoğun ORGANİK MADDE İÇERİĞİ İLE TOPRAKTAKİ FAYDALI MİKROBİYEL AKTİVİTEYİ HIZLANDIRIR. TOPRAKTAN KOLAY YIKANMAMASI NEDENİYLE BİTKİLER İÇİN UZUN SÜRELİ BİR BESİN KAYNAĞIDIR. TOPRAKTA KAYMAK YAPISI OLUŞUMUNU ÖNLEYEREK TOPRAĞIN KABARMASINI SAĞLAR. OLUMSUZ TOPRAK KOŞULLARINDA ZAYIFGELİŞEN BİTKİNİN HIZLI BİR ŞEKİLDE BÜYÜMESİNİ SAĞLAR. TAMAMI ORGANİK OLDUGUNDAN KİMYASAL GÜBRELER GİBİ TUZLULUK SORUNU ORTAYA ÇIKARMAZ, AKSİNE TUZLU TOPRAKLARIN ISLAH EDİCİ ÖZELLİĞE SAHİP OLDUGU İÇİN BİTKİ GELİŞİMİNİ HIZLANDIRIR. MEYVE OLUŞUMU,OLGUNLAŞMA SÜRESİ,MEYVE AROMASIVE ALBENİSİ GİBİ ÖZELLİKLERDE MÜKEMMEL BİR ETKİYE SAHİPTİR.
Aminoasitler temelde iki ana yöntemle elde edilir.
Bu yöntemler;
1. Kuvvetli asit veya baz muamelesiyle peptit bağlarının koparılması sonucunda aminoasit eldesi (Aminoasitlerin ekinlik problemleri ,fitotoksik etki veya ph problemleri söz konusudur.),
2. Enzimatik Hidroliz ve Fermantasyon metodu, Protein kompleksine(kültürüne) uygun hazır proteaz enzimlerinin muamelesiyle peptit bağlarının koparılması sonucunda aminoasit eldesi, Veya Protein komplesine(kültürüne), hedef aminoasitleri üretme yetisine sahip bakteri ırklarının aşılanması sonucunda bakterilerin fermantasyonu sonucunda aminoasit sentezi, Üretim metodlarıdir.
DALİNN Tamamen bitkisel meşeili kaynaklardan elde edilen proteinlerin 2. Metodlardan elde edilmiş canlıların yaşamını sağlıkla sürdürebilmesi için gerekli tüm esansiyel aminoasitleri bünyesinde ihtiva eder.
DALİNN İçerisindeki Enzim Muamelesi ile Elde Edilmiş Aminoasitler
Metiyonin ve sistein standart 20 aminoasit arasında sülfür atomu içeren yegane aminoasitlerdir. Bunun yanında L-Glutamin, GAMMA amino , Asparatin ve Oksalaasetik Asit Enzimatik Hidroliz ile elde edilmiş ürünler DALİNN ‘ın içeriğini benzersiz kılan özel aminoasitlerdir. DALİNN ‘ın Bitkiler üzerindeki etkileri; Gerilime direnci: Yüksek sıcaklık, düşük nem, don, zararlılar, kar fırtınası, kuraklık, sel gibi çevre şartları, bitki metabolizması üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir ve bu da ürünlerin kalitesini ve verimini düşürür. Stres koşullarından önce, sırasında ve sonrasında peptidlerin uygulanması, doğrudan doğruya stres fizyolojisi ile ilişkili olarak, stresi önler ve iyileştirir.
Protein sentezi: Sadece L – Aminoasitler bitkiler tarafından asimile edilir. D – Aminoasitler enzimatik lokus tarafından tanınmaz ve bu nedenle protein sentezine katılamazlar. Bitkisel ve hayvansal proteinlerin oluşturulmasına sadece L-aminoasitler katılırlar.
Fotosenteze etkisi: Bitkiler fotosentezle karbonhidratları sentezler, bu süreçte klorofil ışık enerjisini emen sorumlu molekül olarak görev yapar. Glisin ve Glutamikasit peptidleri (çoklu amino asit) bitkisel doku ve klorofil sentezi oluşturma sürecinin temel metabolitleridir. Bu Aminoasitler, bitkideki klorofil konsantrasyonunu artırmaya yardımcı olur ve bu da daha yüksek derecede fotosenteze neden olur. Sonuç; kaliteli ve yüksek verimli ürünler.
Stoma aksiyon: Stomalar, bitkinin hidrik (su) dengesini, makro ve mikro besin emilimini ve gazların emilimini kontrol eden hücresel yapılardır. Stomaların açılması, harici faktörler (ışık, nem, sıcaklık ve tuz konsantrasyonu) ve iç faktörler (aminoasit konsantrasyonu, absisik asit vb.) tarafından kontrol edilir. Stomalar ışık ve nem düşük, sıcaklık ve tuz konsantrasyonu yüksek olduğunda kapanır, fotosentez ve transpirasyon azaltılır (makro ve mikro besin maddelerinin düşük absorpsiyonu) ve solunum artar (Karbonhidrat yıkımı) bu durumda bitkinin metabolik dengesi negatiftir. Katabolizma anabolizma düzeyinden yüksektir. Bu yavaş metabolizma anlamına gelir ve bitki büyümesini durdurur. L-glutamik asit “bekçi hücreleri”nin bir sitoplazma ozmotik ajanı gibi davranır. Böylece stomaların açılmasını kolaylaştırır. Bu sayede fotosentez, makro ve mikro elementlerin alınımı artar bitki su dengesi korunur.
Şelat etkisi: Aminoasitlerin mikro besin maddeleri üzerinde kenetleme etkisi vardır. Mikro besinlerle birlikte uygulandığında, bitki içindeki mikro besin maddelerinin emilimi ve taşınması daha kolaydır. Bu etki şelasyon etkisi ve hücre zarı permiyabilitenin etkisine bağlıdır. L – Glisin ve L – Glutamikasidin çok etkili şelatlama maddeleri olduğu araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Aminoasitler ve fito hormanlar: Peptidler ( çoklu amino asit), fitohormonların ve büyüme maddelerinin öncüleri veya aktivatörleridir. L – Metiyonin, etilenin ve 5Adenosil’in, Metionin’den sentezlenen Espermine ve Espermidine gibi büyüme faktörlerinin öncüsüdür. L-Triptofan, Auxin sentezinin öncüsüdür. L-Triptofan sadece bitkilerde L-Form’da kullanılır. L-Triptofan, ancak proteinin hidrolizi enzim tarafından gerçekleştirilirse kullanılabilir. Hidroliz, birçok üreticide olduğu gibi, asit veya alkali ile gerçekleştirilirse, L-Triptofan yok edilir. L-Arginin, bitkilerde onarıcı etkisinin yanında çiçek ve meyve ile ilgili hormonların sentezini active eder.
Tozlanma ve Meyve Oluşumu: Polinasyon, polistenin pistile taşınmasıdır, bu nedenle meyvenin fecundasyonu ve oluşumu mümkündür. L – Prolin Polen’in doğurganlığına yardımcı olur. L – Lizin, L – Metionin, L – Glutamik Asit, tozlaşma için gerekli amino asitlerdir. Bu amino asitler polen çimlenmesini ve pollinik tüpün uzunluğunu arttırır.
Toprak Florasının Dengesi: Tarım toprağının mikrobik florasının dengesi, organik maddenin iyi bir mineralizasyonu için ve ayrıca kökler çevresinde iyi bir toprak yapısı ve fertilitesi için temel bir sorudur. L-metionin, mikrobiyal floranın hücre duvarlarını stabilize eden öncü büyüme faktörleridir.
Genel: L – Glutamikasit ve L – Aspartikasit, trans aminasyonla aminoasitlerin geri kalan işlerini yapar. L-Prolin ve Hidroksi Proline esas olarak hücrenin duvarlarını güçlendiren bitkinin hidrojen dengesi üzerinde olumsuz iklim koşullarına direnç kazanacak şekilde hareket eder. L – Alanin, L – Valine ve L – Leucine meyvelerin kalitesini arttırır. L-Histidin, meyvelerin düzgün olgunlaşmasına yardımcı olur.
İçerik;
%5,5 Suda Çözünür Bakır
Özellikleri;
İçerik:
%13 Bor, %7 Çinko
Özellikler:
Nerovate pH regülatörü
Yüksek pH lı topraklarda kireç çözücü solüsyon olarak kullanılır. Kireci (CaCO3) parçalar. Bunlara bağlanmış olan mikro elementlerin (P2O5-Mg-Fe-Zn-Mn vb) bitkiye alınımını kolaylaştırır.
Toprağın yapısını iyileştirir. Bitkiyi taze ve canlı tutar.
Kullanımı
pH 7,5 den küçük ise 2 lt/da 20 günde
pH 7,5 den büyük ise 4 lt/da 20 günde
Feromon ve Tuzak kullanımı; örtü altı üretim, açık alan sebze ve meyve bahçelerinde biyolojik mücadele yönteminde etkilidir.
Feromon ve Tuzak kullanımı; örtü altı üretim, açık alan sebze ve meyve bahçelerinde biyolojik mücadele yönteminde etkilidir.
Bitkiye uygulanan sıvının daha hızlı ve geniş alana yayılmasını sağlar. Bitki yaprak yüzeyine çok iyi yapışma ve yıkanmaya karşı dayanıklılık sağlar.
Bitkiye uygulanan sıvının daha hızlı ve geniş alana yayılmasını sağlar. Bitki yaprak yüzeyine çok iyi yapışma ve yıkanmaya karşı dayanıklılık sağlar.
İçerik:
%5 Toplam Organik Maade
Suda Çözünür Potasyum
%3 Oksit (K2O)
%3 Alginik Asit
EC 11.3 (ds/m) pH 7-9
Özellikler
Hızlı tanı kitleri... Bitkileriniz artık daha sağlıklı.
Bitki hastalıkları bazen sonuçları gözlemlenmeden önce, çok hızlı bir sekilde sera içinde yayılabilmektedir.
Kullanımı kolay ve güvenilir Flashkits® ürünleriyle Agdia– Bioford, ürünlerinizi, aynı zamanda isinizi korumanıza yardımcı olabilir. Birkaç dakika içinde ürününüzde bir hastalık olup olmadığını öğrenebilir ve diğer ürünlerinizi zarardan korumak amacıyla önlem almanız için zamanınız olabilir. Flashkits® lerin duyarlılığı, Diagnostik laboratuar ortamında kullanılan ELISA testleri ile aynı hassasiyettedir. Kitler, immuno-kromatografi prensibine dayanmaktadır. Sonuçlar 5- 30 dakika içerisinde hazır olmaktadır. Flashkits® ürünleri ekonomik birer test metodudur.
Semptomlar olustukça bitkiler hemen test edilmelidir. Bazı virüsler asemptomatik olduklarından dolayı, seranıza gelen ekim malzemelerini de test etmek isteyebilirsiniz.
Testleri sık sık yaptığınız takdirde, bitki hastalıklarını olusturan patojenlerin erken teshis etmis olur ve seranızı bitki hastalıklarından korumus olursunuz.
Bitkilerinizi enfeksiyonlardan korumak ve hastalıkları seranızdan uzak tutmak isterseniz:
Flashkits® testleri kolay ve güvenilir ürünlerdir. Daha da önemlsii bu testler sahada, serada, ek olarak herhangi özel bir malzemeye ihtiyaç duyulmadan yapılabilir.